2 Aralık 2012 Pazar

Vietnam-Kamboçya-Tayland Gezi Notları - 2: Crear Dos, Tres, Muchos Vietnam!

Halong Bay

Vietnam-Kamboçya-Tayland gezimize ait ikinci yazımda Hanoi şehir merkezini ve bizi Vietnam'a çeken o büyüleyici, doğa harikası Halong Bay'i (Halong Koyu) paylaşmak istiyorum sizlerle.

Vietnam'ın tarihini biraz araştırırsanız Vietnam halkının yüzyıllardır bağımsızlıkları için ne kadar çok savaştıklarını, bu uğurda ne kadar çok acı çektiklerini göreceksiniz. Hemen hemen her milletin kanla yazılmış bir tarihi ve bu tarihte bütün halkı peşinden sürükleyen bir lideri vardır. Vietnam halkının lideri, Vietnam'ın önce Fransızlara sonra Amerikalılara karşı savaşında halkı peşinden sürükleyen kişi ise Ho Chi Minh. Ho Chi Minh'in Sovyet stili mozalesi -Anıtkabir'in çok benzeri- ve mozele içindeki mumyalanmış Ho Chi Minh'in bedeni 1973 yılında turistlerin ziyaretine açılmış. Hanoi şehir turu kapsamında burayı gezebilirsiniz. Biz sadece mozaleyi dışından görebildik. Çünkü o tarihlerde Ho Chi Minh'in mumyalanmış bedeni bakım için Rusya'ya gönderilmişti.



Şehrin içinde yürümeye devam ettik ve bu sayede sokaklarına, insanlarına, Hanoi'nin günlük yaşamına alışmaya çalıştık. Henüz bedenimiz o bölgenin saatlerine alışmayı reddetse de, herkes uyurken biz uyuyamasak ve gündüzleri uykulu gözlerle çevreye baksak da bu şehir turu alışma sürecimizi hızlandırdı diyebilirim. Ve sonraki durağımız ismi kadar görüntüsü de ilginç olan "tek sütunlu ahşap pagoda". 1049 yılında inşa edilen bu yapı Vietnam'ın 3. Kralı tarafından yaptırılmış. Rivayete göre, bu kralın bir türlü erkek bebeği olmuyormuş. Bir gece Kral rüyasında bir Buda görmüş. Buda, Kral'a sokakta gördüğü ilk kadınla evlenmesini söylemiş. Karşısına çıkan ilk kadınla evlenen Kral'ın sonradan bir oğlu olmuş. Bunun anısına da Kral bu Pagoda'yı yaptırmış.

Tek sütunlu ahşap pagoda
3. durağımız Batı Gölü. Hanoi'nin en büyük gölü. Göl kıyısındaki "Tran Quoc Pagoda" restorasyonda olduğu için içini gezemedik. Biz de önünde fotoğraf çektirmekle yetindik.




Öğle yemeğimizi ise Koto adlı restoranda yedik (Menü: Potato Soup, Koto Spring Roll Combo, Stir Fried Duck with chili, basil and roasted peanuts, seasonal green vegetables stir fried in oyster sauce, steamed rice, seasonal fruit platter as dessert). Burası Lonely Planet tarafından da önerilen güzel bir yer. Yemekler ortalamanın üstündeydi. İçecek olarak tropikal meyve suları içtik (içecek fiyatı toplam 210 BVND). Yan masamızda yemek yiyen turistlerle yine bir İstanbul-Kostantinapolis gizli çekişmesi yaşandı. Onlar sohbet boyunca İstanbul demekten sürekli olarak kaçındılar. Ah İstanbul, yabancıların içinde hep bir uhde olarak kalacaksın :)

Yemekten sonraki ilk durağımız Konfüçyus Tapınağı. Burası Kral tarafından çocukların eğitimi için kurulmuş sonrasında ise üniversite olarak kullanılmış bir yer ve içinde Konfüçyus adına yapılmış bir anıt var. 1442 yılında halka açılan bu üniversitede 1442-1779 yılları arasında yapılan sınavı sadece 1.300 kişi başarabilmiş. Sınavı birincilikle tamamlayan kişi Prenses ile evlenme hakkını kazanmış. Aslında yapılan bu sınavla Kral kendisi adına çalışacak yetenekli insanları seçiyormuş. Bir nevi KPSS :) Başarılı olamayanlar ise kaderleri olan çiftçiliğe geri dönüyorlarmış. Üniversite içinde yer alan kaplumbağa heykelleri başarılı olmuş öğrenciler adına dikilmiş. Ben de istiyorum onlardan bir tane :) Mermer taşların üstünde başarılı olan öğrencilerin isimleri yazılı.

Ana giriş kapısı önünde

Başarılı öğrenciler için yapılmış kaplumbağa heykeller

Birkaç hayvan ve onların taşıdığı anlamlar:

Kaplumbağa: Uzun yaşamı simgeliyor
Ejderha: Kralın simgesi ve yağmur anlamında
İlikon: Güvenliğin simgesi
Felix: Güzelliğin ve asaletin simgesi

Konfüçyus tapınağına giriş


Tapınağın içinden bir kare
  
Sonraki durağımız 1997 yılında Fransız başkanı tarafından açılmış Etnografya Müzesi. Müze gezisi sırasında öğrendiğim birkaç bilgi:

Vietnam'da 54 farklı azınlık grup var. Birbirlerini konuştukları dillerin farklılığı nedeniyle anlayamıyorlar. Halkın % 86'sını Vietnam halkı oluşturuyor ve halkın % 80'i çiftçilikle uğraşıyor.

Köydeki kadınların başlıca uğraşı "Vietnam'a özgü şapkaların yapımı".  Ayrıca balıkçılıkta kullanılan ve bambu kamışlarından hazırlanan ağlar köydeki kadınlar tarafından yapılıyor.

Her Vietnam'lı evinin bir köşesinde atalarına saygı amaçlı hatıra köşesi hazırlıyor.

Budizm'de ölümden sonraki yaşama inanma olduğu için, eğer ölüyle konuşmak isterlerse insanlar bir medyum'un eşliğinde seramoni hazırlıyorlar. Bildiğimiz ruh-çağırma yani :)

Tay-Thai adlı azınlık halkın kökeni Çin. Sonra Tayland'a göç etmelerine rağmen, tekrar geri dönüp Vietnam'a yerleşiyorlar. Bu halkın en dikkat çekici özelliği Vietnam'da teras sistemiyle sulu pirinç üretimini başlatmaları.

Gia Rai azınlık grubu ölülerine 1 yıl boyunca her gün yiyecek, içecek götürüyorlarmış. 1. yılın sonunda büyük bir parti yapıp ölülerine veda ediyorlarmış.

1978 yılına kadar Çinliler Vietnam'da yaşamışlar. Ancak daha sonra tüm Çinlileri ülkeden çıkartmışlar. Rehberimiz Çinlileri ve Fransızları hiç sevmiyordu. Bu kadar olaydan sonra sevmeleri beklenemez zaten.

Müze sonrası yoğun el emeğiyle hazırlanan tabloların yapıldığı yere gittik. Küçük bir workshop'a katıldık. Gittiğimiz yer bir köye aitti. Çalışanlar o köyün insanları. Tüm gelir o köye gidiyor. Gezmesi oldukça zevkliydi. O tabloların nasıl ortaya çıktığını adım adım izledik. Tatilimizi bir tur şirketiyle planlamamızın belki de tek negatif yanı ara ara bu tür workshoplara mecburen katılmamızdı. Sonuçta onlar sizden bol bol alış-veriş yapmanızı bekliyorlar. Bazıları çok zevkliydi, kimisi ise gereksizde diye düşünüyorum.





Saat akşam 5'te ise Hanoi merkezde su kuklası gösterisi izledik. Tüm gösteri boyunca o kuklaları nereden kontrol ettikleri üzerine fikir yürüttük durduk. Sonuçta o sırada tek eğlencemiz buydu. Çünkü, bütün dürüstlüğümle itiraf ediyorum ki, çoooooook sıkıcıydı. Önceden okuduğum sevgili blog yazarları sizler ki  bu gösterinin ne kadar güzel olduğunu yazan kişiler olarak  hiç mi içiniz sızlamadı. Yapılan her aktivite muhteşem olmak zorunda değil ki ! Aşağıdaki fotoğraf gösteri sırasında ne kadar çok eğlendiğimizin! bir kanıtı :)





Günün en zevkli aktivitesi neydi o zaman diye sorarsanız cevabım "old quarter" da "Cyclo" ile yaptığımız gezi olurdu. 3 tekerlekli bisikletlerle Hanoi sokaklarında o çılgın trafiğin içinde gezdirdiler bizi. Mehrin ve ben biraz korktuğumuz için tek kişilik bisikletlere iki kişi binince daha bir zevkli oldu. O kalabalıkta adamlar bizi kaçırsa, Ömer ve Fatih'in ruhu duymayabilirdi. Biz de  "anca beraber kanca beraber" diyerek tek kişilik yere sığışıverdik :) Tek kelimeyle harikaydı. 





Ve sıra geldi belki de tüm Uzakdoğu gezimize damgasını vuran Halong Bay'e ait notlarımı aktarmaya. 

Halong Bay yollarında...Ben blog notlarımı yazarken...

Halong Bay Vietnam'ın kuzeydoğusunda Quang Ninh Province'de bulunan inanılmaz bir doğa harikası. 1.553 kilometrekarelik alanda 1.969 tane limestone yani kireçten oluşmuş kayalık-ada var. 2 önemli bölümden oluşuyor: Güneydoğu bölümü olan Bai Tu Long Bay ve güneybatı bölümü olan Halong Bay. Burası UNESCO'nun dünya mirasları listesinde yer alan ve dünyaca ünlü mağaraların olduğu yer. Halong Bay, milyon yıl boyunca meydana gelen coğrafi değişimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmış. Ben okyanus içindeki Peri Bacaları diyorum bu bölgeye. Tektonik hareketlerle kayalar suyun üzerine çıkınca rüzgar ve dalgalarında etkisiyle bugünkü şekillerini almışlar. Kayalıklardan oluşan adaların içinde Sung Sot, Thien Cung, Trinh Nu ve Thien Canh Son gibi mağaralar bulunmakta.




Programımıza göre bir gece teknede konaklamamız gerekiyordu. Ancak son günlerdeki Tayfun haberleri nedeniyle son dakikaya kadar bir bilinmezlik vardı. Hava inanılmaz bunaltıcıydı. Tayfun öncesi böyle olurmuş. Biz şanslı olanlardandık. Geceyi koyda tekne üzerinde geçirebildik ve bu güzel deneyimi yaşayabildik. Ertesi gün gelen gruplar ne yazık ki geceyi karada geçirmişler. Tayfun tehlikesi nedeniyle teknede konaklamak yasaklanmış. Böyle bir durumla her an karşılaşılabilir.

Tekneye binmeden hemen önce
Tekneye doğru yola çıktık
Konakladığımız tekne
Bizi teknede karşılayan ve hoşgeldin içkilerimizi sunan tekne personeli inanılmaz kibardı. Kamaralarımıza yerleştikten sonra öğlen yemeği için yemek salonunda buluştuk. Yemekler 1. sınıftı. Teknede kaldığımız süre boyunca çok kaliteli yemekler yedik. Bizim Uzakdoğu tatilimiz için bu tur şirketiyle anlaşmamızda Halong Bay'deki turun kaliteli olması önemli bir etkendi. Okuduğumuz yorumlardan Indochina-Junk şirketinin bu turu hakkıyla yaptığı anlaşılıyordu. Belirtmekte fayda olduğunu düşünüyorum, bu turları yapan şirketler arasında kalite açısından çok büyük farklılıklar var. Ayrıca bu şirketin sunduğu gezi olanaklarını her tur şirketi sunmuyor. Örneğin, 2 saat süren yolculuktan sonra gece konaklayacağımız koya demirledik ve burada bu şirketin yakın zamanda kendi turları için hizmete açtığı mağarayı gezdik. Bu mağara bir balıkçı tarafından bulunmuş. Sadece bu tur şirketi turistlerini buraya götürüyor. Mağaranın ismi Thien Canh Son. Dalgaların oluşturduğu bu görsel şölen görülmeye değer. Eğer turunuz 2 gecelik ise 2. gece akşam yemeğini bu mağarada yeme fırsatını yakalıyorsunuz.


Teknede ilk karşılama

Kamaramız

Tekneden Halong Bay'e ilk bakış

Teknenin üst katı

Öğle yemeğinden bir kare...

Öğle yemeğinden bir kare...

Öğle yemeğinden bir kare...

Gezdiğimiz mağaranın olduğu kumsal

Halong Bay'a bir bakış

Halong Bay'de bir süre tekneyle gezdikten sonra adaların arasında yaklaşık 1 saat süren kayak gezisi yaptık. Gezi normalde 1/2 saatlik bir geziydi ama biz 4 arkadaş ilk defa kayak yaptığımız için gezi bizim performansımızla 1 saat sürdü :) Bu gezi sırasında ben ve Fatih senkronda zorlanınca bir aile faciasının kıyısından köşesinden döndük. Okyanusta olduğumuzu düşünüp panikleyen ben bir de herkes gidip de kayalıkların arasında bir tek biz kalınca, Fatih'e yüklenmedim değil hani :) Bu gezi sonrası yüzmek isteyenler yüzdü, dinlenmek isteyenler Halog Bay'in incecik kumlarına uzandı. Rehberimizin söylediğine göre Mart Ayı Halong Bay'de denize girmek için en güzel zamanmış. Deniz berrak olduğundan suyun altındaki kayalıkları görmek mümkün oluyormuş o zamanda.



Mağara gezimizden bir kare
Mağara gezimizden bir kare
Mağara gezimizden bir kare
Çılgın rehberimiz



Gece ise doğanın sessizliğinin tadını çıkarttık ve o muhteşem deniz mahsüllerinden oluşan yemeğimizi yedik. Deniz mahsülleri Halong Bay'den. Yemek sonrası eğlencemiz ise Vietnam'da da bilinen KIZMABİRADER'di. Gece koy çok serin olduğundan yemek salonunda oyun oynayarak gecemizi tamamladık.


Akşam yemeğimizden bir kare...
Akşam yemeğimizden bir kare...

Akşam yemeğimizden bir kare...

Akşam yemeğimizden bir kare... 
Akşam yemeğimizden bir kare...
Akşam yemeğimizden bir kare...

Kızmabirader gecesi


Koydaki 2. günümüzde ise CAP LA Balıkçı Köyü'nü gezdik. Bu köyde insanlar suların üzerinde yüzen küçük evlerinde yaşıyorlar. Burası 300 kişinin yaşadığı gerçek bir balıkçı köyü. İnsanların tek geçim kaynağı balıkçılık. Yılın 12 ayı buradalar. Tayfunlara rağmen burada hayatlarını devam ettiriyorlar. Köylü kadınların kullandığı kayıklarla köyün içinde güzel bir gezinti yaptık. Buradaki çocukların gittiği okulu ziyaret ettik. Çocuklar 5 yıllık bir eğitimden sonra balıkçılık yapmaya başlıyorlar. Köydeki evlerin standardı oldukça düşüktü. Çok öncelerde burada köylüler küçük kayıklarda yaşıyor ve aynı kayıkla balık tutuyorlarmış. Şu anda bu kayıklarda yaşayan birkaç aile hâlâ var. Burası 2008 yılına kadar kendi hallerinde yaşayan bir balıkçı köyüyken, bizim bu tur şirketi köylüleri ikna ederek burayı turistik gezilere açmışlar. 



Balıkçı köyü




Oradaki okul
ve biz...
Halong Bay inanılmaz doğası ve muhteşem yemekleriyle Uzakdoğu tatilimize damgasını vurdu. Vietnam'a gelenler Halong Bay'i muhakkak görmeliler. İnanılmaz bir deneyimdi. (Teknede kaldığımız süre boyunca içecekler bize aitti toplamda 700 BVND ödedik.)

Hanoi'deki son günümüzde ise "Duang Lam" adlı köyü ziyaret ettik. Bu köy sadece Hanoi'de değil tüm Vietnam'da büyük önem taşıyan 2.000 kişilik bir köy. Vietnam'ın iki kralı bu köyde doğmuş. Bu köyde ilk önce,  tüm köy halkının toplandığı 1533 yılında inşa edilen Halk Evi'ni ziyaret ettik. Buraya göz kulak olan köyün en yaşlı kişisiyle tanıştık. 79 yaşında olan bu misafirperver dede köyün en saygıdeğer kişisi olmakla beraber tek yaptığı bu eve göz kulak olmak. Gittiğimizde bir kilimin üzerine oturmuş yöresel nargilesini içiyordu. Bize çay ikram etti. Rehberimiz aracılığıyla biraz sohbet ettik.




Bu zevkli sohbet sonrası köyün 400 yıllık geçmişe sahip olan en eski evini ziyaret ettik. Burada bize oraya ait özel bir yeşil çay ve yanında pirinçten yapılmış bir tatlı ikram ettiler. Çayı sevemesek de tatlı ilginçti.



Yağan yağmura aldırmayıp atladık bisikletlerimize ve köydeki tapınakları ziyaret ettik. En önemlisi Mia Pagoda'ydı. Burada yaklaşık 300 tane heykel vardı. İnsanlar tapınakları ziyarete gelirken yiyecek, içecek, sigara, kola gibi hediyeler getiriyorlar. Oraya ziyarete gelenlerin getirdiği  o güzel armutlara dayanamayarak birer tane aşırdık :) Ne de olsa aramızda bir hamile vardı ve O'nun göz hakkı var :) Buda'lar bizi affetsin.

Tapınakta bir kaçak



Buda'lara gelen hediyeler
Köyün sokaklarında bisikletle dolaşmak ve günlük yaşamı keşfetmek güzel bir tecrübeydi. Öğlen yemeğimizi yemek için bu 400 yıllık tarihi eve geri döndük.

Öğle yemeğimizden bir kare
Eğer vaktiniz varsa bu köye yarım günlük bir tur planlayabilirsiniz. Hanoi'den 60 km uzaklıkta, ancak Hanoi trafiği nedeniyle 1,5 saat sürüyor. Ancak benim kişisel fikrim, bu köyü gezmek yerine Halong Bay taraflarında bir gece daha fazla kalabilirsiniz. Oradaki dağ köylerine yapılan turlara katılabilirsiniz. Eğer yıllar sonra tekrar Vietnam'a gidecek olursak - ki biz kesinlikle gitmeyi planlıyoruz- tur şirketiyle anlaşmak yerine sırtımızda sırt çantasıyla işte bu dağ köylerini gezmek istiyoruz.

Vietnam'a ait notlarım şimdilik bu kadar. Bir sonraki bölümde Hoi An Şehri'nde neler yaşadık onları paylaşacağım.

Değerli yorumlarınızı bekliyorum.

Gökçe Demirci

(29.09-21.10.2011 Vietnam-Kamboçya-Tayland Gezi Notlarım)




6 yorum:

  1. Gökçe Hanım Merhaba,
    Bu yaz Vietnam ve Kamboçya'ya gitmeyi planlayan biri olarak yazı dizinizi zevkle okudum. Ellerinize sağlık:)
    Bu yazı dizinizde Duang Lam köyüne gitmektense Halong Bay'de 2 gece kalıp buradaki dağ köylerine gidilmesini tavsiye etmişsiniz. Bu dağ köylerinin isimleri nelerdir acaba ve sizin gittiğiniz Indochina-Junk tur şirketi bu turları düzenliyor mu?
    Bu tur şirketinden memnun kaldığınızı yazmışsınız, bu yüzden bende bu tur şirketine yoğunlaşacağım.
    Son olarak, Vietnam ve Kamboçya'ya giden birisi olarak 2 haftalık bir zaman dilimi her iki coğrafyayı da gezmemize yeter mi acaba?
    Sevgiler,
    Kumsal Özdoğu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,

      Öncelikle cok tesekkür ederim yorumunuz icin. Bu yaz tatilinizde Vietnam ve Kambocya'ya gidecekseniz ben de biran önce Kambocya yazimi yüklemeliyim o zaman. Kambocya gercekten cok farkli bir cografya ve kültür. Orada cok farkli deneyimler yasadik.
      Duang Lam köyü gidip görülebilir. Ancak dedigim gibi cok farkli bir deneyim sunan bir yer degil. Halong Koy'una yakin SAPA diye bir yer var. Orada hala dag köyünde yasayan yerli kabileler var. Oraya düzenlenen turlari gitmeden önce muhakkak inceleyin derim. Ya da Mai Chau'ya bakabilirsiniz. Zorluk derecesine göre farkli turlar var.
      Biz Indochina-Junk sirketinden gercekten memnun kaldik. Halong Turu cok özel bir tur oldu bizim icin. Geceyi gecirdigimiz tekne oldukca güzeldi. Yemekler birinci sinifti. Rehberimiz oldukca iyiyidi. Kesinlikle tavsiye ederim.
      Biz yaklasik 10 gün Vietnam'a ayirdik, 4-5 gün kadar da Kambocya'ya ayirdik. Kambocya'da tek üzüldügüm sey Phnom Penh sehrine gitmemis olmamiz. Oraya gitmek icin epey caba sarf ettik ancak Siem Riep'ten oraya ucak cok pahaliydi. Vazgecmek zorunda kaldik. Önceden plan yaparken atlamis olmamiza üzüldük. Orasi muhakkak görülmeli bence. Ölüm tarlalari diger sehirlerde olsa da Phnom Penh Kambocya'da muhakkak görülmesi gerekilen bir sehir. Kambocya'ya gittiginizde muhakkak balikci köylerini de gezin. Cok farkli bir deneyim. 2 ülke icin 2 hafta yeterli diye düsünüyorum. Biz Uzakdogu tatilimizi 3,5 hafta olarak planladik. Kambocya sonrasi Tayland'a gectik. Bangkok ve Phuket. Phuket'e tekrar gider miyim, kesinlikle hayir. Cok güzel ancak cok turistik. Ama biz son 50 yilin en büyük sel felaketi sirasinda Tayland'da oldugumuzdan ve Tayland tamamen sular altinda kaldigindan Phuket disinda pek secenegimiz yoktu. Canimizi zor kurtardik yani :)) Eger deniz tatili yapacaksaniz daha sessiz, dogasi daha güzel adalar var. Ayrica Laos ülkesini de düsenebilirsiniz, eger süreyi biraz uzatabilirseniz. Laos henüz kesfedilmemis bir ülke. Bence turistler orayi bozmadan, bu ülke gidilip görülmeli. Eger baska bir sorunuz olursa lütfen hic cekinmeden yazin. Sonucta oraya gitmeden önce hersey bir bilinmez. Kambocya ve Tayland notlarimi da en yakin zamanda yayinlayacagim. Size simdiden iyi tatiller. Münih'ten sevgiler Gökce Demirci

      Sil
  2. merhaba ,blogunuzu yeni takip etmeye basladim ..Vietnam notlariniz dikkatimi cekti ve hemen bir gezi programi olusturmaya basladim. :) biz de esimle birlikte seyahat etmeyi cok seviyoruz ,benim de bir seyahat blogum bvar eklersen sevinirim..

    seyahattutkunu.blogspot.com

    ben konakladiginiz teknenin adini merak ettim acaba booking.com dan kiralayabilirmiyiz diye.. teknekonaklamasinin icine gezdirme,magaralar,balikci koyleri ,kayak dahil fiyat mi ? siz nekadar odediniz..ne tavsiye edersin konaklamakonusunda..sirketle anlasmak mi yoksa kendimiz halong bay de bir tekne booking den kiralasak daha mi uygun olur? kac gun kalmak yeterli olur? cok soru sordum sanirim..

    sevgiler..

    YanıtlaSil
  3. Merhaba,

    Vietnam tatili son zamanlarda en cok hit alan yazi dizim. Vietnam, özellikle de Halong Bay muhtesem. Tavsiye ederim kesinlikle.

    Halong Bay'de geceledigimiz teknenin ismi Dragon's Pearl. Biz teknede 1 gece 2 gün gecirdik. Kisi basi 143 dolar ödedik. Bu fiyatin icinde hersey dahil. (Konaklama, yemek, magara gezisi, balikci köyü gezisi, kayak). Firmanin internet adresi www.indochina-junk.com. Bu siteden tekneye dair daha ayrintili bilgiye ulasabilisiniz. Yalniz biz bu turu Vietnam gezimizi satin aldigimiz acenta üzerinden planlamistik. (Tonkin Travel). Teknede 2 gece kalinabilir. Zaten turlar 1 gece ya da 2 gecelik turlar olarak ayarliyorlar. Eger 2 gece kalirsaniz bu firma 2. gece aksam yemegini magara icinde veriyordu. Oldukca degisik bir deneyim olabilir. Rezervasyonu Booking.com üzerinden yapabilir misiniz bilmiyorum. Ancak sunu söyleyebilirim ki, oradaki teknelerin kalitesi arasinda cok farkliliklar var. Bizim kaldigimiz tekne oldukca güzeldi. Cok güzel yemekler yedik teknede. Firma secerken buna dikkat etmekte fayda var. Baska bir sorunuy olursa lütfen sormaktan cekinmeyin. Bu blogun amaci zaten gezi severlerin deneyimlerini, tavsiyelerini burada paylasabilmelerini saglamak.

    Blogunuzu zevkle takip edecegim.

    Sevgiler
    Gökce

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim aciklayici cevaplar icin. Ancak turklere vize vermemeleri Beni biraz uzdu.zor olacaga benziyor. Ben de size singapuru tavsiye ederim gitmediysrniz eger. Blogumda notlari var. Vietnam arastirmalarimda yardiminiza ihtiyacim olacak. Simdiden tesekkurler

      Sil
  4. Merhaba Gülçin Hanım,

    Vietnam vizesindeki değişiklikleri öğrendim. Ancak bloğum aracılığıyla bana ulaşan gezi severler sayesinde de epey yararlı bilgi edindim bu konuda. Bunları zaman buldukça bloğumda vermeyi planlıyorum. Sorularınız bana iletmekten çekinmeyin lütfen. Elimden geldiğince size yardımcı olmak ısterim.

    Bu arada Singapur tavsiyeniz için teşekkür ederim. Singapur aklımızda ancak henüz ona sıra gelmedi. Bakalım bu sene Hindistan planımız var ve biz şimdiden çok heyecanlıyız :))

    Sevgiler

    YanıtlaSil