25 Kasım 2012 Pazar

Vietnam-Kamboçya-Tayland Gezi Notları - 1: Crear Dos, Tres, Muchos Vietnam!

Halong Bay

3 hafta süren (29.09. - 21. 10. 2011) çok keyifli, zaman zaman zorlu geçen Vietnam-Kamboçya-Tayland tatilimize dair yazı dizimi böyle bir tatil planlayan herkese yardımcı olabilmesi dileğiyle bloğumda paylaşıyorum. Değişik kültürler tanımak, değişik tatlar tatmak istiyorsanız bu bölgeyi es geçmeyin derim.

Uzakdoğu tatilimizi, en az bizim kadar değişikliklere açık ve meraklı sadık gezi dostlarımız sevgili Mehrin & Ömer Bildir çiftiyle gerçekleştirdik.
  
Tatilimizi bütün ayrıntılarıyla ve büyük bir titizlikle planladığımızı söylemeliyim. Bloglar okundu, değişik sitelerdeki yorumlar okundu, değişik tur şirketleriyle yazışmalar yapıldı ve en sonunda tatilin ilk iki haftası için gün gün tatil planı hazırlandı. 

Rotamızı şu şekilde planladık: 

Hanoi (A) - Halong Bay - Hoi An (B) - Ho Chi Minh (C) - Siem Riep (D) - Bangkok (E) - Phuket (tatil sırasında belirledik) (F)

Rotamız
Mehrin ve Ömer Bangkok'ta bizden ayrılıp İstanbul'a geri döneceklerdi, bu nedenle biz de kalan son haftayı tatil sırasında planlamaya karar verdik. Süprizler her zaman güzeldir (Tatilimiz sırasında tatilin son haftasını Phuket Adası'nda deniz tatili yaparak geçirmeye karar verdik).

Münih-Hanoi uçuşumuzu Rus havayolu şirketi Aeroflot'la gerçekleştirdik (1020€ / 2 kişi). Bu nedenle Moskova üzerinden uçtuk. Bize denk gelen uçak biraz eskiydi. Koltuklar çok rahat değildi. Yemekler bizim damak zevkimize uygun değildi. Ancak bizden 2 gün sonra uçan Mehrin & Ömer daha güzel bir uçağa denk geldiler. Onların uçuşu bize göre daha konforluydu. Bu nedenle uçuş biraz da şans işi diyerek firmaya ortalama bir not verebiliriz.

Moskova Havalimanı
Vietnam-Kamboçya-Tayland tatilimizin Vietnam-Kamboçya kısmı için yerel seyahat acentesi "Tonkin Travel" ile anlaştık. İnternet üzerinden yaptığımız araştırmalar sırasında bu firma hakkında olumlu yorumlar okumuştuk. Bu nedenle firmanın güvenilir olduğuna karar verdik. Münih-Vietnam (gidiş) ve Bangkok-Münih (dönüş) uçuş biletlerini kendimiz satın aldık. Diğer iç hat uçuşlarımızı ise bu firma bizim için önceden organize etti. Yani Hanoi-Danong, Danong-Saygon ve Saygon-Siem Riep uçuşlarımız için firmaya önceden 540$ (2 kişi) ödeme yaptık. Kamboçya sonrası Bangkok'a geçtik. Ancak daha önce bahsettiğim gibi tatilin Kamboçya sonrasını kendimiz planladık.

30 Eylül sabahı saat 8 sularında Vietnam'ın Hanoi şehrine vardık. Firma bizi havalimanından karşıladı ve konaklayacağımız otele transferimizi sağladı (20$). Hanoi'de "Marigold" otelde kaldık (50$/çift kişilik/gecelik). Hanoi'deki ilk günümüz için tur ayarlamadık. Uçak yolculuğumuzda uyuyup/uyuyamayacağımızı bilemediğimiz için ilk günümüzü yorgunluk durumumuza göre planlamaya karar verdik. İtiraf ediyoruz: İlk gün için en önemli aktivitemiz "Uzakdoğu Masajı". Tabii ki eğer hâlâ enerjimiz kalmışsa biraz Hanoi şehir turu yapıp şehri yavaş yavaş keşfetmekti.

Tatil öncesi internetten yaptığım araştırmalar sırasında birkaç tane kaliteli blog yazısı okumuştum. Bu yazılara göre Hanoi şehri hakkında öne çıkanlar:

Kızıl Nehir'in kıyılarını da içine alan Hanoi'nin çevresindeki bölgede en az beş bin yıldır yerleşim bulunmakta. 15. yy.'da Vietnam'a giren Çinliler ile 19. yy.'da ülkeyi işgal eden Fransızlar izlerini bu şehre bırakmışlar. Hanoi, Fransızlar 1954 yılında bölgeden çıkarılınca kuzey Vietnam'ın başkenti olmuş. 1970'li yıllarda Amerikalılar güney Vietnam'dan çıkarılınca tüm ülkenin başkenti olmuş. Nüfusu yaklaşık 6.8 milyon. Hanoi'de tüm hanedanlıklardan kalma 600'den fazla tapınak ve pagoda bulunmakta. Özellikle Fransızların koloni mimarisi Hanoi şehrini etkilemiş. 

Şimdi sıra artık bizim yaşadıklarımızı, gördüklerimizi anlatmaya geldi. 

Uzun, yorucu ve bir o kadar da sıkıcı geçen Moskova-Hanoi uçuşumuzu tamamladık ve yağmurlu Hanoi sabahına başladık. Vietnam vizesi için tur şirketi önceden bizim adımıza gerekli işlemleri başlatmıştı (Approval Letter aldı) ve bize önceden doldurmamız gereken evrakları göndermişti. Ancak biz o evrakları unuttuk ve havalimanında evrak dolduralım derken biraz zaman kaybettik. Vize için her evraktan ikişer tane doldurulması gerekiyor. Ayrıca 2 fotoğraf ve kişi başı 25$'a ihtiyaç var. Vize işlemi çok uzun sürmüyor. 

Şehirde ilk dikkatimizi çeken Toyota marka arabaların şehirdeki hakimiyeti ve tabii ki motorsiklet çılgınlığı. Okuduğum bloglardan motorsiklet kullanımının çok olduğunu biliyordum ancak yine de ilk anda o görüntü beni şaşırtmadı değil. 

Otele yerleştikten sonra otel resepsiyonunun önerisi üzerine Spa merkezi'ni bulmak için düştük Hanoi sokaklarına. İlk ezilme tehlikelerini bu saatlerde atlattık :) Şehrin karmaşasına alışmak hiç kolay değil. Trafik ışığı, yaya yolu aramayın. Her yer insan ve motorsiklet dolu. Uzun uğraşlar sonucu, sokaklarda döne döne Spa merkezini bulduk. İsmi Spring Fragrance SPA. Sonradan fark ettik ki Lonely Planet kitabı da burayı önermiş. Ancak merkezin adresi değişmiş: "30 Cua Dong Str. hoan Kiem Dis."

Bizim seçtiklerimiz: 

Aroma Terapi (90 dakika) = 520.000 VND, 
Geleneksel Terapi (75 dakika) = 599.000 VND, 
Spa Pedikür (60 dakika) = 270.000 VND 
(Toplam 50€)

Spa Merkezi
Biz burayı gerçekten çok beğendik. Tertemiz, çalışanlar çok profesyonel ve kibar. Yaptıkları işi gerçekten biliyorlar. Bir bayan olarak Türkiye dışında ilk defa bir ülkede pedikürü güzel yapan bir yere denk geldiğimi belirtmeden geçemeyeceğim. Hanoi'ye gelince buraya uğrayın muhakkak. 

Şehirde ilk dikkamizi çekenler:

İnsanların burada hastalıktan değil motorsiklet çarpmasından ölmesi daha olası. Bu ihtimal sürücülerin hiç bir kurala uymaması nedeniyle oldukça yüksek. Münih'ten sonra burası bizi çok korkuttu.

Ve tabii ki insanların yağmurla barışık bir şekilde yaşaması dikkatimizi çekti. Kafalarında Vietnam şapkaları, ayaklarında flip-flop yağmurun altında geziyorlar. 

İlk güne ait son izlenim: Tropikal meyve ve çiçekler her yerde.

 



Akşam yemeği için dışarda biraz bakınsak da denemeye cesaret edemedik ve otelin restoranında yemeğimizi yemeğe karar verdik (Wok'ta soya soslu sebze, spring rolls ve tam olarak ne olduğunu bilemediğim Fatih'in ısmarladığı yemeğe toplamda 315.000 VND ödedik). 

İkinci günümüzün sabahında tur şirketi bizi gelip otelimizden aldı ve düştük yollara. Hedefimiz  "Tam Coc". Yaklaşık 2 saat süren yolculuğumuz sırasında rehberimiz bize burası hakkında çok ilginç bilgiler verdi:

Bugün Cumartesi olduğu için yollar çok kalabalık değil dedi. Halbuki biz tam tersini hissetmiştik :)

Resmi verilere göre Hanoi'nin nüfusu 6.8 milyon ve Vietnam'ın 2. büyük kenti. Caddelerin çok kalabalık olduğunu ve motorsikletliler yüzünden rahat dolaşamadığımızı söyleyince bize şöyle bir tavsiye verdi; yolda otobüs gelse bile belli bir hızda yürümeye devam etmeliymişiz. Eğer hızımızı değiştirmeden yürümeye devam edersek sürücüler yanımızdan geçip gidermiş!!! Tam bu esnada bir adam elleri cepte sallana sallana ana yolda karşıdan karşıya geçiyordu. Hem de hiç sağına soluna bakmadan. Araçlarsa yayaların sağından, solundan geçererek yollarına devam ediyorlar!!! Herkesin deli gibi korna çaldığını söylememe gerek yok sanırım. Caddeler düğün alayı gibi.

Dikkatimizi çeken diğer bir nokta ise maske takmış insanlar. Özellikle bayanlar için beyaz tenli olmak çok önemliymiş. Güneş olduğunda insanlar kapalı kıyafetler giyiyor ve yüzlerine maske takıyorlarmış. Herkes kendinde olmayanı ister :)

Rehberimizin anlatımıyla Vietnam tarihi: 1858 Fransızların buraya ilk geliş tarihi.  Koloniler kuran Fransızlar 1945'e kadar burada yaşarken, 1945 yılında Vietnam halkı Fransızlara karşı ayaklanmışlar. Ülke ikiye bölünmüş. Güney Fransızlara kalmış. 1953 yılı ise Amerika'nın buraya geliş tarihi. Fransızlara yardım etme bahanesiyle buraya gelen Amerikalılar, 1954 yılında Fransızlar Vietnam'ı terk ettikten sonra burada kalmaya devam ediyorlar. Amerikalılar işte. Bir ülkeye girmek için bahane yaratmakta onlardan iyisi yok. 1964 yılına kadar savaş olmadan yaşasalar da, 1964 yılında Amerika kuzeyi bombalamaya başlamış. Kuzey Vietnam güneye yerleşen Amerika ile tam 10 yıl bağımsızlık için savaşmış. Amerika bu savaş sırasında ülkeye çok zarar vermiş. Nereye vermiyorlar ki.

Şu anda ise Çin ile çok ciddi sıkıntılar olduğundan bahsetti rehberimiz. Çin ile kara sınırını belirlemelerine rağmen deniz sınırı için tartışmalar devam ediyormuş.

Vietnam devletinin yaklaşık 3 milyon askeri varmış. Erkekler 2 yıl (18-20 yaş arası) askerlik yapmak zorundalarmış.

Halkın % 40'ı Budist. 2. büyük din Hristiyanlık. Fransızlar nedeniyle şehirde kilise görmek mümkün.

Halkın %80'i çiftçilikle uğraşıyor. Ana üretim maddesi pirinç.

Vietnam dili 1800'lü yıllarda ortaya çıkmış. Bu nedenle latin alfabesi kullanıyorlar. Öncesinde ise Çince konuşuyorlarmış.

Arabalar birbirlerini sollarken sürekli korna çalıyor. Bunun nedeni ise "korna çalmak" trafik kuralı :)





Tam Coc'a giriş

Tam Coc'ta ilk önce Vietnam'ın ilk başkentini gezdik. Kral Dinh ve Kral Le için halk tarafından 1610 yılında inşa edilmiş tapınakları gezdik. İlk günler tapınak gezmek çok zevkli olsa da tüm tatil boyunca tapınak gezince insana bir baygınlık gelmiyor da değil.

Kral Dinh Vietnam halkının ilk kralı. 968 yılında diğer tüm rakiplerini yenerek krallığını ilan etmiş. Ama sadece 12 yıl sonra bir generali tarafından zehirlenerek ölmüş. Kraliçe, oğlu henüz 6 yaşında olduğu için, bir süreliğine yönetimi ele alsa da Çin saldırılarına dayanamayarak yönetimi bu saldırıları geri püskürtmeyi başaran generale devretmiş. Kral Le başa geçtikten sonra Çin'le savaşmaya devam etmiş. 




Kral mezarlarına giriş kapısı

Her iki kral için saygı amaçlı yapılmış tapınaklar birbirine çok benzese de aralarında çok ince farklar var. Halk kral sembolü olan ejderha heykellerini ilk kral için yaptıkları tapınakta kullansa da, 2. Kralı sadece general olarak gördüklerinden bu kral için kullanmamışlar. İlk kralın tapınağının önündeki at heykeli tapınağın bir erkek kahraman/savaşçı için yapıldığının sembolü. Çünkü erkekler at üzerinde savaşırlarmış. Eğer tapınak bayan savaşçıya adanmışsa bu sembol at yerine "fil" oluyor. Çünkü bayanlar fil üzerinde savaşırlarmış. 



Tapınaklara giriş ve çıkış kapıları yerden yaklaşık 40 cm yükseklikte. Bu nedenle insanlar eğilerek geçmek zorunda. Bunun yapılmasının amacı ise insanların eğilmesini ve böylece saygı göstermelerini sağlamak.





Turistik yerleri gezerken Vietnam halkının istilasına uğramak mümkün. Fatih bayanların ısrarlarına dayanamayarak geleneksel şapkalardan (50 BVND = 50.000 VND), Tam Coc kartpostallarından (20 BVND), ve muzlardan (10 BVND) aldı. Ayrıca Bufola sahibi bir köylüyle hatıra fotoğrafı çektirdi (5 BVND). 








Fatih ve Rehberimiz

Öğlen yemeğimizi Tam Coc şehir merkezinde lokal bir restoranda yedik (Anhdzung). Menü: Tavuklu, glass nudel'lu (bu bir çeşit sebze) çorba, ki içinde kişniş olduğu için ben içemedim. Benim gibi taze kişnişten nefret edenler, size kötü bir haberim var. Burada yemeklerin %90'ında taze kişniş otu muhakkak kullanılıyor. Bu tatil sırasında beni en çok zorlayanların başında bu vardı. Menüde ayrıca vejetaryan spring rollers, keçi eti, tavuk curry, ananas-tropikal meyveli et, soya filizi ve pirinç lapası vardı. Ben hepsinden azar azar tattım. Fatih ise tüm yemekleri silip süpürdü. Tatil boyunca hemen hemen tüm yemekleri afiyetle yedi. Ben ise yemek konusunda biraz zorlandım. Özellikle Kamboçya'da. Artık öyle bir duruma gelmiştim ki, rehber yemek zamanı geldi dediğinde "hayır olamaz" moduna geçiyordum :) Yemekler tur fiyatı içindeydi. Biz sadece içeceklere para ödedik (Büyük su ve 2 yeşil çay 80 BVND). 




Öğlen yemeğimizden sonra Tam Coc'ta botlarla kanal gezisi yaptık. Yaklaşık 2 saat süren bu gezi sırasında Vietnam'ın ünlü "lime-stone" yani kireç dağları arasında yeşilin ve mavinin tadını çıkarttık. Botları oradaki köylüler kullanıyorlar. Artık o kadar alışmışlar ki kürekleri ayaklarıyla kullanıyorlar. Tabii ki bunun sonucunda ortaya komik görüntüler çıkıyor. Önceden okuduğumuz yazılarda bu bölgenin çok turistik olduğu yazılıydı. Bu nedenle kanalda ilerlemek "kalabalık trafik nedeniyle" zor oluyormuş. Ama bizim şansımıza çok kalabalık değildi ve rahatça dolaştık. Bu gezi sırasında 3 tane mağaranın altından geçtik. İlk mağara 127 metre uzunluğundaymış. Botu kullanan köylüler o kadar ustalaşmışlar ki kafamızı bir yere çarpmadan bizi mağaradan çıkartmayı başardılar. Dikkat edilmesi gereken nokta, dönüş yoluna geçmeden önce diğer botlardaki satıcı bayanlardan birşeyler satın alıp botunuzu kullanan köylülere hediye etmek zorundasınız. Yoksa dönüş yoluna geçemezsiniz. İkinci olarak da, sonradan botu kenara çekip size envai çeşit ürün gösterip satış yapmaya çalışacaklar. Burada birşey almasanız da olur. Bu olay Vietnam gezimiz sırasında sürekli karşılaştığımız bir tabloydu. Hazırlıklı olmakta fayda var. 











Bot gezisi sonrası atladık bisikletlerimize ve Tam Coc'a 2 km uzaklıktaki Bich Dong Mağarası'nı gezmeye gittik. Bu yer Kral tarafından Vietnam'ın en iyi ikinci güzel mağarası olarak seçilmiş. Truang Yen Dağlarını (Buda'nın Palmiyeleri) tırmandık ve muhteşem bir manzarayla karşılaştık. Burada ayrıca dağların ve palmiyelerin arasındaki Pagoda'yı gezdik.

Pagodaya giriş


Tam Coc'a geldiyseniz eğer burayı kaçırmayın derim. Uzakdoğu tatilimiz sırasında Fatih Uzakdoğulu bayanların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Esmer Brad Pitt gibiydi benim kocam. Kızlar O'nunla sürekli fotoğraf çektirmek isteyince bizimki bir havalara girdi sormayın:) Aslında orada batıdan gelen ve çekik gözlü olmayanlara karşı aşırı bir ilgi var. Fatih'te bu ilgiden nasibini bolca aldı. Burada da kızlar O'nunla fotoğraf çektirdi. 





Tepeye çıktığımızda orada yaşlı bir amcayla karşılaştık. Oranın bekçisiymiş. Bize yakmamız için tütsü verdi. Karşılığında bizim para vermemiz gerekiyordu. Aksilik bu ya, yanımızda hiç bozukluk yoktu. Aklımıza yanımıza aldığımız çikolataları hediye etmek geldi. O kadar çok sevindi ki, ben inanamadım. Çikolata görmüş bir çocuk gibiydi. Rehberimiz de O'na verdiğimiz çikolatayı yemeyip eve çocuklarına götüreceğini söyledi. Keşke yanımıza daha fazla çikolata alsaymışız. Paradan daha değerliydi O An'da. Bu anı benim hafızamda hiç silinmemek üzere yerini aldı.

Dönüş yolunda oranın semt pazarına denk gelince tutamadık kendimizi ve pazarın içine daldık. Vietnam halkı pazara günlük gidiyormuş. Ne pişirecekse o gün taze taze alıyormuş. 





Otele dönüş için arabaya bindiğimizde ne kadar çok yorulduğumuzu fark ettik. Tüm yol uyumuşuz. Otel dönüşü ise attık kendimizi sokaklara. Yalnız Hanoi'nin trafik çılgınlığına 1 saatten fazla dayanmak mümkün değil. Hele "yaya" olarak. Karşıdan karşıya geçmek her seferinde bir macera. O gün cumartesi olduğundan eski şehir merkezinde kurulu olan gece pazarını gezip, Hoan Kiem gölü etrafında biraz yürüyüp otelimize geri döndük. 





İlginç olduğunu düşündüğüm ve rehberimizden öğrendiğim birkaç bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum: 

Vietnam halkı ölülerini iki defa gömüyorlarmış. İlk gömmenin üzerinden 3 yıl sonra ölen kişinin oğlu kemikleri toplayıp ailenin memleketi olan yere taşıyormuş (back to family). Bu nedenle Vietnam halkı için erkek evlat sahibi olmak çok önemli. 

Çin'deki gibi Vietnam'da da çocuk sahibi olmak yasalarla sınırlandırılmış. Sadece 2 çocuğa izin var. Bu nedenle problem yaşamıyor değiller. Eğer bu 2 çocuk da kız olursa ailenin geleneği devam edemiyor. 

Vietnam'da evlenmek ve çocuk sahibi olmak çok önemli. İnsanlar evlendikten sonra max. 2 yıl içinde çocuk sahibi olmalıymış. Şehirlerde bayanlar artık okudukları ve çalıştıkları için 25-27 yaşlarında evlenirken, küçük şehirlerde bu yaş 20, köylerde bu sınır 15-16'ya kadar düşüyormuş. 

Kadın evlendikten sonra kocasına ait. Köyde tarlada kadın çalışıyor, evde işleri kadın yapıyor, çocuğa kadın bakıyor. Erkek ne yapıyor diye sorarsanız, sadece çocuk yapımına katkıda bulunuyor! Bana bunlar bir yerden tanıdık geliyor :) 5.000 km mesafeye rağmen mentalite aynı :)

Budistler ikiye ayrılırmış. Vietnam halkı "Mayaleya" yı takip ediyormuş. Dünyevi zevklerden uzak, şatafattan uzaklar. Bu nedenle tapınakları diğer ülkelere göre (Laos, Kamboçya, Tayland) daha mütavazi. 

Hanoi 1010 yılında Vietnam'ın başkenti olmuş (3. Kral tarafından). 2010 yılında 10 gün süren kutlamalarla 1000. yılını kutlamışlar. 

Vietnam Viet ve Nam kelimelerinden oluşuyor. Viet Vietnam halkı için kullanılan bir kelime, Nam ise güney anlamında. Yani Vietnam güneyde yaşayan Viet'ler anlamına geliyor. 

Şimdilik bu kadar. Bir sonraki bölümde kaldığımız yerden notlarımı aktarmaya devam edeceğim.


Değerli yorumlarınızı bekliyorum.

Gökçe Demirci

(29.09-21.10.2011 Vietnam-Kamboçya-Tayland Gezi Notlarım)



10 yorum:

  1. Merhabalar,

    Vietnam vizesiyle ilgili araştırma yaparken yazınıza denk geldim. Yazınızda Vietnam vizesini "Approval Letter" ile havalimanında kolayca aldığınızı yazmışsınız. Ben kime sorduysam ve nerede okuduysam TC pasaportuna sahip kişilerin sadece elçilikten vize alabilecekleri yazabiliyordu.

    Bu konuda biraz daha yardımcı olabilir misiniz? Emailim: onurinal@onurinal.com

    Teşekkürler,
    Onur İnal

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Onur,

    Agustos'ta tatilde oldugum icin mesajini ancak simdi cevapliyorum. Umarim cok gec degildir ve sana yardimci olabilirim. Biz T.C pasaportuna sahibiz ve vize almak icin konsolosluga gitmedik. Bizim anlastigimiz acenta bize önceden "Approval Letter" gönderdi. O evraklari doldurduk, yanimiza fotograf aldik. havalimaninda vize basvurusunu yaptik. "Approval Letter" evraklarini internetten de indirebilirsin. Elcilge gitmen gerekmiyor.

    YanıtlaSil
  3. Selam Gökce,

    Ben de senin gibi Münih'te yasayan bir Türk'üm. Blogun olduğunu ve Vietnam ile ilgili seyahat yazilari yazmis olduğunun Onur'dan duydum. Biz de 12 Aralık'ta Vietnam'a gideceğiz esimle ve benim hala vizem yok bu ülke icin. Anlatmasi uzun bir hikaye ancak vize almak konusunda cok fazla sikintilar cektim ve son seçenek olarak visa on arrival'a basvurmaya karar verdim.

    Tripadvisorun sayfasinda Türk pasaportuna sahip kisilerin "visa on arrival" basvurularinin sinirda geri cevrilecegi yaziyor. Hic bununla ilgili birsey duydum mu? yasa da bir degisiklik mi yapti Vietnamlilar diye merak ediyorum.

    http://www.tripadvisor.com/Travel-g293921-c148049/Vietnam:Faq.Visa.On.Arrival.Voa.html

    Sevgilerle,
    Selin

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Selin, evet Vietnam vizesinde ne yazık ki değişiklik yapılmış. Ben bu bilgiyi bana blog aracılığıyla ulaşanlardan öğrendim. Benim tavsiyem üzerine Tonkin Travel aracılığıyla bu Ekim ayında Vietnam'a giden Eda Hanım tatil sonrası bana attığı maille vize konusunda hiç sıkıntı yaşamadıklarını söyledi. Onlar Tonkin Travel'ın önceden gönderdikleri Approval Letter sayesinde havalimanında 10 dakika bile beklemeden vizelerini almışlar. Aralık ayında Münih'ten Vietnam'a gidecek olan arkadaşlar da yine bir acenta aracılığıyla vize işlemlerini hallettiler. Ancak eğer acenta aracılığıyla gitmeyecekseniz vize konusu sıkıntı yaratabilir. Çünkü 2012 yılı itibariyle Vietnam 12 ülkeyi kara listeye almış ki bu ülkeler içinde Türkiye'de var

    YanıtlaSil
  5. Ve Vietnam acenta aracılığı olmadan ülkeye giriş yapmak isteyen turistlere kapıda vize vermiyormuş. 12 Aralık çok yakın olduğu için artık vizesiz gidip orada şansını denemen gerek. Ancak sıkıntı olabilir.

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar Gokce Hanim,
    Biz de Vietnam Kambocya Tayland Turumuzu gerceklestirecegiz ve TonkinTravel ile konustuk. Bu firma tam olarak guvenli mi ve odemeyi siz bu firmaya nasil yapmistiniz?
    Tesekkurler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Ceylin Hanım, Tonkin Travel güvenli bir firma. Ödemeyi biz Vietnam'da, gittiğimizde yaptık. Ancak iç hat uçuş biletlerimizin rezervasyonlarını onlar yapmıştı. Bu nedenle uçak masraflarını önden gönderdik. Tonkin Travel'ın artık Türkiye'de bir temsilcisi var. Eğer isterseniz size Eda Hanım'ın kontak bilgilerini gönderebilirim. Selamlar Gökçe...

      Sil
    2. Herkes merhaba,

      Tonkin Tur'un Türkiye temsilcisi olan o Eda benim :)
      Gökçe'nin tavsiyelerinden yararlanarak geçen yıl eşimle birlikte muhteşem bir Vietnam-Kamboçya gezisi gerçekleştirdim ve her ikisinin de ne kadar eşsiz güzellikte ülkeler olduğunu bizzat deneyimledim. Siz de birlikte oluşturacağımız kişiye özel tur programlarıyla bu ülkelerde harika bir tatil geçirmek istiyorsanız aşağıdaki iletişim bilgilerimden bana ulaşabilirsiniz.

      eda@tonkintravel.com
      545 645 95 66
      www.tonkintur.com

      Sil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Gerçekten keyifli bir gezi olmuş :)

    Bloğuma da beklerim.

    http://eniyiotelfiyatlari.blogspot.com

    YanıtlaSil