9 Şubat 2013 Cumartesi

Paris - Ömürde en az bir kere: Şehre ait ipuçları ve güzel bir alternatif Loire Vadisi

Chambord Şatosu Loire Vadisi

Paris'e ait ilk iki yazımda şehrin yıldızlarını, görülmesi gereken "Mutlakaları" paylaşmıştım sizlerle. Bu yazımda şehre ait ipuçları vermek istiyorum size:

Paris 20 bölgeye bölünmüş bir şehir. Gideceğiniz bölgenin numarasını bildiğiniz takdirde adresi bulmanız oldukça kolay. 

Charles-de-Gaulle ya da Rossy Havalimanı şehre 32km uzaklıkta yeralıyor. RER'in B hattı ile 35 dakikada merkeze gidebilirsiniz. Paris metrosu çok yaygın bir ağa sahip, 14 hattı 372 durağıyla örümcek ağı gibi şehrin altını komple sarıyor. Paris'te 2 dakikadan fazla metro beklediğimizi hatırlamıyorum. Kenti yaya olarak gezmeniz de mümkün ancak Paris çok büyük bir şehir ve metro kullanmaktan korkmayın. Biz havalimanına iner inmez bir turist bilgilendirme bürosuna gittik ve Paris tatilimiz için gerekli olan ulaşım bilgilerini edindik. Paris'e ulaşabilmek için 6 zonluk 5 gün geçerli olan bilet aldık ve bu bilet için kişi başı 51,20€ ödedik. Bu biletle ayrıca Versay Sarayı'na ve Disneyland'a gittik. 

Paris'te herhangi bir bölgede otelde kalabilirsiniz. Otel ayarlarken dikkat etmeniz gereken ilk nokta otelin metroya olan uzaklığı. Metroya yakınsa hiç sorun yok. 

Paris'te otel odaları çok büyük değil. Bazı otellerde banyolar odanın içinde. Yani banyolar duvarla ayrılmış değil. Sakın şaşırmayın. Bu çok olası bir durum. Otel seçerken bu noktaya dikkat etmeniz yeterli. Ben önce inananmadım ancak gerçekten otellere ait yorumları okurken banyonun odanın ortasında olmasının yaygın bir durum olduğunu anladık. Oteli seçerken bu noktaya dikkat ettik. Biz Central Hotel'de kaldık (Adresi: 1 bis, rue du Maine 75014 Paris, Tel: 01 43 20 69 15) 4 gece için 2 kişilik odaya toplam 242€ ödedik.  

Paris'te La Defence bölgesini, kendisi de belli başlı bir şehir olan P. de la Vilette'teki Bilim kompleksini ziyaret edebilirsiniz. 

Paris'in en eski kilisesi olan Saint Germain des Pres'i (1000 yıllık) ve en uzun sokağı olan Rue de Vaugirard'ı da gezebilirsiniz.

Luxemburg bahçeleri gibi geniş park ve bahçelerinde dinlenmeyi atlamayın derim. Ayrıca üniversite denilince akla ilk gelen isimlerden biri olan Sorbonne'a uğrayabilir bilimin kokusunu içinize çekebilirsiniz. 

Paris'e gittiyseniz o güzelim pastanelerindeki pastalarını yemeden gelmeyin. İnek, koyun ve keçi sütünden yapılmış yüzlerce çeşit peynirini muhakkak deneyin. 

Paris'e yazın gittiyseniz Seine Nehri boyunca yapılmış plajlarda güneşin tadını çıkarabilirsiniz. 

Vaktiniz varsa Oscar Wilde, Jim Morrison, Yılmaz Güney gibi ünlülerin mezarlarının bulunduğu ünlü Pere Lachaise Mezarlığı'na gidebilirsiniz. 

Ve ünlü Moulin Rouges... 1885 yılında inşa edilerek 1900 yılında küçük bir gece kulübüne dönüştürülen orjinal Moulin Rouges'in günümüzde sadece kırmızı değirmen kanatları kalmış olsa da burayı akşam gelip görebilirsiniz. Paris'in simgesi niteliğindeki bu gece kulübü kankan danslarıyla ünlüymüş bir zamanlar. Günümüzde ise Las Vegas tarzı pırıltılı revüleri burada izleyebilirsiniz. 

Sen Sürpus Kilisesi'ndeki Gül Çizgisi'ni gidip görebilirsiniz. Gül çizgisi, Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna giden herhangi bir çizgi. Paris sokakları dünyanın ilk sıfır meridyenini gösteren 135 pirinç markayla işlenmiş. İşte bu meridyen bu kiliseden geçiyor.  

Vedat Milör’ün Milliyet'te tavsiye ettiği birkaç yeri paylaşmak istiyorum sizlerle:

La Regulade: Burada kuzu ve sufle'yi tavsiye etmiş.
Chez L'ami Jean: Öğlen gidin demiş, burada riz au lait (sütlaç) önermiş.
Le Ribouldingue: Şarap soslu dana yanağı ve tarte tatin (elma turtası) yenmesini önermiş.
Chez Michel: Deniz ürünlerini önermiş burası için.

Restoranların isimlerini google'a yazdığınızda hepsinin yerini ve yemeklerini bulabilirsiniz. Paris’te dikkat edilmesi gereken en önemli şey restoranların açık olan günlerini ve saatlerini önceden öğrenmek, yoksa kapıda kalabilirsiniz :)

Cafe des 2 Moulins, burası meşhur 'Amelie' filminin çekildiği cafe. Oraya giderseniz cafedeki film afişiyle resim çektirebilirsiniz (Adresi Montmartre'de Rue Lepic ve Rue Cauchois'in kesiştiği köşe). 

Bir de turistik yerlerden farklı olarak Paris'in en eski (1615) kapalı pazarı 'Marche des enfants rouges' e gidip gezebilirsiniz.

Paris'e romantik bir tatil amacıyla gidiyorsanız Paris'e yaklaşık 280 km uzaklıktaki şatolar vadisi olan Loire Vadisi sizin için çok güzel bir yer olabilir. Buraya bir araba kiralayıp gidebilirsiniz. Bu vadide 300'den fazla şato var. Biz gidip göremedik ama bir sonraki Paris seyahatimizde mutlaka görülmesi gerekenler listemizde. Burayı gidip gören Hürriyet yazarı Rüçhan Sel'in yazısını mutlaka okuyun. İşte o yazının linki:


Paris, belki de dünyanın en romantik şehri ve bu nedenle romantik çiftlerin gözbebeği... 
150'den fazla sanat galerisiyle sanat için yaşayanların buluşma yeri...
Dünyaca ünlü Fransız mutfağıyla damak zevkine düşkünlerin yeri...
Şık mağazaları, butikleriyle alış-veriş çılgınlarının hedefi...
Yani herkesin kendisi için bir parça birşeyler bulabileceği Avrupa'nın güzel şehri...

Paris'te güzel bir tatil geçirmenizi ve blog notlarımın Paris gezinize yararlı olabilmesini diliyorum...

Değerli yorumlarınızı bekliyorum. 

Gökçe Demirci

Paris...Ömürde en bir kere...Mutlaka

(20-23.04.2011) 

2 yorum:

  1. merhaba ,
    blogunuzu yeni buldum. artık her daim takipteyim :) bir de budapeşte yazınızdan bazı bildileri copy-paste yaptım,çünkü ben de hazırlıyorum.sakıncası olur mu?
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Buket,
    hoşgeldin bloğuma :)
    Öncelikle sana kendi bloğunda başarılar dierim. Siteni incelemek, fikir alış-verişinde bulunmak beni mutlu eder.
    Yazılarımdan alıntı yapabilirsin tabii ki, ancak kaynak gösterirsen mutlu olurum :)
    Ben kendi bloğumda yaptığım alıntıları kaynak göstererek yapmaya özen gösteriyorum.

    Sevgiler
    Gökçe

    YanıtlaSil